Yapıların, uzun ömürlü, sağlam, ve sağlıklı olması; ancak doğru bir şekilde, planlanarak inşa edilmesi ve yapıya zarar veren dış etkenlere karşı korunması ile mümkündür. Yapılara etki eden en önemli etkenlerden en başında su gelmektedir.
Yapılar;
Yağmur, kar gibi yağışlar,
Toprağın nemi ve toprak tarafından, emilen yağış veya, kullanma suları,
Banyo, tuvalet, gibi ıslak hacimlerde su kullanımı,
Yapının, üzerine, inşa edildiği zemindeki basınçlı veya basınçsız, yeraltı suları
Bina içinden gelen su buharının çatı cephe gibi dış yüzeylerde yoğuşması nedeniyle suya maruz kalırlar.
Yukarıda sıraladığımız yollarla suyun yapıyı ve konforu tehdit, etmesi engellenemez fakat, yapılara suyun girmesi önlenebilir. Yapıların, her yönden gelebilecek suya veya neme karşı korunmaları için, yapı kabuğunun yüzeyinde yapılan işlemlere “su yalıtımı” denir.
Su Yapı için en büyük tehdidi oluşturmaktadır. Yapıya sızan ,su; yapıların taşıyıcı kısımlarındaki donatıları korozyona uğratarak, kesitlerinin azalmasına ve yük taşıma kapasitesinin ciddi miktarlarda düşmesine neden olur. Ayrıca yapı bileşeni içerisinde su, soğuk mevsimlerde donarak, sıcak mevsimlerde ise buharlaşarak betonun bozulmasına ve, çatlakların oluşmasına sebep olur ve bununla birlikte zemin rutubeti veya zemin suyu içerisinde bulunan sülfatlar, temel betonuyla kimyasal, reaksiyonlara girerek beton ,kompozisyonunun bozulmasına, neden olur. Bu da ,yapı ömrünü ve dayanımını olumsuz yönde etkiler. Su ayrıca, binalarda, insan sağlığı açısından zararlı küf, mantar vb. organik maddelerin oluşumuna da yol açar.
Etkin bir su yalıtımı ,için, Yalıtımın ,binanın temelinden, çatısına kadar tüm elemanlarını kapsaması, gerekir. Zemine oturan döşemeler, balkonlar, dış duvarlar, çatılar ve temel duvarları yalıtıma konu olur.